Disbiyozisi Hiç Duydunuz Mu?

Disbiyozisi Hiç Duydunuz Mu?

Bağırsaklardaki bakteri, virüs ve mantar toplulukları mikrobiyotamız denilen barsak mikrobiyolojik düzeyimizi oluşturur. Bunların içinde faydalı olanlarla fırsatçı olanlar arasında çok hassas bir denge vardır. Bu dengenin bozulmasına DİSBİYOZİS diyoruz. İlginçtir ki Mikrobiyota beyin ve bağırsaklar arasında karşılıklı ilişkiyi sağladığı için sağlığımız üzerinde çok önemli rol oynar.

Cilt hastalıklarından, kalp ve damar hastalıklarına , akciğer hastalıklarına , maalesef bir çok kanser türüne , alzeimher , MS ve anksiyete gibi bir çok hastalıkla Disbiyozisin ilişkisini gösteren bilimsel çalışmalar mevcuttur. Bu durumda mikrobiyotamız yani içimizdeki mikroorganizmalarımız ne kadar sağlıklıysa bizde o kadar sağlıklıyız.

Kilolu Olmanın Barsak Sağlığımız İle İlişkisi

Çağımızın hastalığı obezite başta olmak üzere metabolik hastalıkların gelişiminde bağırsak mikrobiyotası önemli rol oynar. Bağırsaklarımızı enerji dengemizin sağlanmasında ve bağışıklığın korunmasında rol oynayan endokrin bir organ olarak kabul edebiliriz. Bağırsak bakterilerindeki dengenin bozulması (Disbiyozis) tokluk ile ilgili gastrointestinal peptitlerin üretimini değiştirerek gıda alımının artmasına neden olabiliyor.

Obez insanlarda yapılan çalışmalarda kilo alımının Firmicutes ve Clostridium türü bakteri artışıyla ilişkisi tespit edilmiştir. Peki sadece bağırsak bakterilerimizi düzenlemek Obeziteden kurtulmaya yeter mi? -Hayır. Bağırsak bakterilerini tamamen gözardı ederek obezite tedavisi başarılı olur mu ?
Bu da hayır.

Obezite – istenmeyen kilolarda olmak birçok etmenden etkilenir. Genetik alt yapımız, beslenme biçimimiz, hareket edip etmediğimiz , vitamin -mineral dengesi , metabolik süreçlerimiz, duygu durumumuz gibi değişkenlerin birçoğunu ele almalıyız. Bu unsurlarda gereken düzenlemeyi yapıp yanında mikrobiyotamızı düzenlediğimizde tedavi süreci esas başarıya ulaşacaktır. Detaylı bilgi için bizimle iletişime geçin.